Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
Phrases | ||||
Phrases | iz bırakmadan | without a trace expr. | ||
Tom has disappeared without a trace. Tom iz bırakmadan ortadan kayboldu. More Sentences |
||||
Phrases | iz bırakmadan | with no trace expr. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | hiç iz bırakmadan kaybolmak | vanish without a trace v. |
General | hiçbir iz bırakmadan kaybolmak | disappear without a trace v. |
General | hiçbir iz bırakmadan kaybolmak | vanish without a trace v. |
General | parçalayıp tütününü dağıtarak (sigarayı) iz bırakmadan imha etmek | fieldstrip v. |
Phrasals | ||
Phrasals | hiçbir iz bırakmadan tamamen yok etmek | wipe off v. |
Phrases | ||
Phrases | arkada/geride iz bırakmadan | with no trace expr. |
Colloquial | ||
Colloquial | iz bırakmadan kaybolmak | melt in the air v. |
Colloquial | iz bırakmadan kaybolmak | vanish in the air v. |
Colloquial | iz bırakmadan kaybolmak | disappear in the air v. |
Law | ||
Law | cesedin üzerinde hiçbir iz bırakmadan yapılan cinayet | burking n. |
Medical | ||
Medical | yaranın iz bırakmadan iyileşmesi | first intention n. |
Medical | iz/skar bırakmadan iyileşmek | heal without scarring v. |